Menopoz Nedir?
Menopoz, Latince’deki “meno” ve “pause” kelimelerinin birleşiminden gelmektedir ve adet kanamalarının durması anlamını taşır. Ergenlik dönemi gibi bir dönemdir ve bu dönemde üreme çağı sona ermekte, adet kanamaları bitmektedir. Kadın için doğurganlığın artık kalmaması anlamına gelir. Menopoz dönemi klimakterium olarak da adlandırılmaktadır.
Zamanla yumurtalıkların yaşlanmasıyla genellikle 40’lı yaşlardan sonra kadın hormonları olan östrojen ve progesteron salınımının azalması, menopoz döneminin gerçekleşme sebepleri olarak görülmektedir. 1 yıldan uzun sürede adet görmeyen kadınlar menopoza girmiş kabul edilir ve artık bu dönem öncesine menopoz öncesi (premenopozal dönem), sonrasına da menopoz sonrası (postmenopozal dönem) denir. Çoğunlukla 40 ile 60 yaşlar arası görülmekle beraber erken dönemde çeşitli sebeplerle de ortaya çıkabilmektedir. Erken zamanlarda rastlandığında erken menopoz olarak adlandırılır.
Menopoz Belirtileri Nelerdir ve Tanısı Nasıl Konur?
Menopoz belirtileri kadından kadına farklılık gösterebilmekte, değişik şiddetlerde belirtiler verebilmektedir. Erken dönem belirtileri nörolojik ve psikolojik bir takım bulgulardır. Sıcak basmaları ve uyku problemleri, yorgunluk, halsizlik, unutkanlık, odaklanma sorunları, idrar ve üreme yollarıyla alakalı idrar yapmada zorlanma, yanma, cinsel sorunlar (libido kaybı), olası kalp damar hastalıkları ve kemik erimesi (osteoporoz) gibi durumlar da menopoz döneminde gözlenebilen ve olasılığı artan problemlerdir. Östrojen eksikliğiyle alakalı semptomlar hemen gözlemlenebilirken, kalp damar problemleri ve kemik erimesiyle alakalı sorunlar genelde zamanla ortaya çıkmaktadır.
Eskiden teşhis amaçlı vajinal smear kullanılmaktaydı. Ancak bu yöntem, duyarlılığı düşük olduğu ve kadınlar arasında çeşitlilik göstermesi sebebiyle artık tercih edilmemektedir. Tahlillerde östrojen seviyesinin 20’nin altında olması, FSH (folikül uyarıcı hormon) ve LH (luteinleştirici hormon) miktarlarının en az 3 ölçümde de 40’ın üzerinde çıkması menopoz için önemli bulgulardır.
Menopoz Tedavisi
Menopoz öncesi ve menopoz sonrası dönemlerdeki tedaviler olarak iki başlıkta tedavi sürecini incelemek mümkündür.
Menopoz Öncesi (Premenopozal Dönem) Tedavi
Yumurtalıkların yaşlanmasıyla beraber FSH ve yumurtalıklarda üretilen östrojen hormonları eskisi gibi ritmik salınımlarını koruyamaz. Hastanın şikayetleri doğrultusunda bir tedavi şeması çıkarılabilir. Genellikle ateş basması ve adet kanamalarındaki düzensizliklerin giderilmesine yönelik bir yaklaşım izlenir. Çoğunlukla hormonal tedaviler olmakla beraber, verilen hormon miktarları menopoz sonrası dönemden farklılık gösterir. Bu noktada temel amaç hastanın şikayetlerini azaltarak sürecin rahat geçmesini sağlamaktır.
Menopoz Sonrası (Postmenopozal Dönem) Tedavi
Genellikle azalmış olan östrojen hormonunun takviye edilmesi şeklinde bir yaklaşım izlenir. Burada en önemli nokta hangi hormonların ne şekilde ve ne kadar süreyle kullanılması gerektiğidir. Ateş basması ve vajinal incelme gibi şikayetler doğrultusunda kişiye nasıl bir tedavi uygulanması gerektiğine dair bir yol çizilebilir.
Menopoz sürecinde kalsiyumdan zengin ve kemik kaybını engelleyici bir beslenme şekli (diyet) ve egzersizler de büyük önem taşımaktadır.
Her Kadının Bilmesi Gereken 13 Yaygın Olmayan Menopoz İşareti
Çoğu kadın, sıcak basması gibi “klasik” menopoz semptomlarının farkındadır. Her kadın menopozu aynı şekilde yaşamaz. Aslında, menopoza işaret edebilecek, belki de hiç duymamış olabileceğiniz bir dizi olağandışı semptomlar var!
Bu listeye girmeden önce bir not: Menopozdan geçiyor olabileceğinizi düşünüyorsanız, belirtilerinizi kontrol ettirmek için doktorunuza görünmeniz önemlidir.
Menopoz esnasında sıcak basmalar yaygın olarak görülebilmektedir. Dalgalanan hormon seviyeleri vücudunuzun termoregülasyon sistemini etkiler ve sıcak basmalara neden olabilir. Vücudunuz sıcaklığınızı tekrar dengeye getirmeye çalışırken, sıcak basması sonrasında da soğuk basması meydana gelebilir.
2. UykusuzlukMenopoz sırasında hem sıcak basmaları hem de artan nörolojik uyarılabilirlik nedeniyle uykuya dalma ve uykuyu sürdürme zorluğu yaygındır. Bu uyku yoksunluğu, vücudunuzun düşük östrojen seviyelerine uyum sağlamaya çalışmasıyla yorgunluğa yol açar.
3. Vücut KokusuMenopoz sırasında vücut kokunuz, sıcak basması nedeniyle artan terleme ve vajinal akıntınızdaki değişiklikler dahil olmak üzere birçok nedenden dolayı değişebilir. Koku sizi gerçekten rahatsız ediyorsa doktorunuzla konuşabilirsiniz.
4. Şişkinlik ve HazımsızlıkDalgalanan hormon seviyeleri şişkinlik, hazımsızlık, asit reflüsü ve karın ağrıları gibi mide problemlerinde yol açabilir.
5. Göz KuruluğuMenopoz sırasında, gözlerinizdeki bezler hem nem hem de yağ üretimini azaltır. Bu durum gözlerinizin kurumasına neden olabilir. Düzenli göz damlası kullanımı semptomlarınızı hafifletmeye yardımcı olur. Özellikle kuru bir iklimde yaşıyorsanız, içeride nemlendirici kullanmak da yardımcı olabilir.
6. Cilt DeğişiklikleriPek çok kadın, azalan yağ üretimi ve azalan kolajen nedeniyle menopoz sırasında daha ince ve daha kuru cilt yaşar. Kadınlar, hormon seviyelerindeki dalgalanmalar sayesinde daha önce hiç sivilce yaşamamış olsalar bile hormonal patlamalar yaşayabilirler.
7. Saç DeğişiklikleriÖstrojen seviyeleri düşmeye başladığında, daha yüksek androjen seviyelerine sahipseniz saç incelmesi veya dökülmesi yaşanır. Zarar verici kimyasal veya ısıl işlemlerden vazgeçmek, görünümünü yeniden canlandırmaya yardımcı olabilir.
8. AlerjilerDüşen hormon seviyeleri bazen vücudunuzu histamin üretimini artırması için tetikleyebilir. Bunun talihsiz bir yan etkisi, mevcut alerjilerin kötüleşmesi veya daha önce hiç sahip olmadığınız yeni alerjilerin gelişmesidir.
9. Yanan AğızMenopozdaki kadınların önemli bir azınlığı, belirgin bir neden olmaksızın dillerinin ve/veya ağızlarının yandığı veya karıncalandığı bu hissi yaşar. Bu duyuma genellikle acı veya metalik bir tat eşlik eder.
10. Göğüs AğrısıMenopoz döneminiz boyunca şişebilir ve hassaslaşabilir. Süt kanalları ve bezleri küçüldükçe göğüslerinde dolgunluk kaybı yaşarlar. Ayrıca göğüslerinizin daha fazla sarkmaya başladığını fark edebilirsiniz.
11. Vajinal KurulukAzalan hormon seviyeleri vajinal bölgenizdeki dokuların daha ince, daha kuru ve daha az esnek olmasına neden olur. Bu, cinsel ilişki sırasında ağrıya, yanma ve/veya kaşıntı hissine, sürekli idrara çıkma isteğine ve vajinal kanama ve akıntıya neden olabilir.
12. Ağrılı Kaslar ve Eklemler
Östrojen, iltihabı kontrol altında tutmaya yardımcı olur. Östrojen seviyeleriniz düştüğünde, vücudunuzda artan iltihaplanma yaşayabilirsiniz. Bu durum, ağrılı kaslar ve eklemler olarak ortaya çıkabilir.
13. ÖfkeHormon seviyeleriniz değiştiğinde ruh hali değişimleri yaygındır.Bazı kadınlar menopoza girerken açıklanamayan tahriş, hayal kırıklığı ve hatta öfke duyguları yaşarlar. Bu duygular, rahatsız uyku ve devam eden yorgunluk ile yoğunlaşabilir.
Kemik Erimesi (Osteoporoz) Nedir?
Osteoporoz yani kemik erimesi, kemikte mineral miktarının azalmasıyla dayanıklılığının ve kalitesinin düşmesi durumudur. Kemiğin mikroskobik yapısında bozulma görülür ve kırılma riskinde artış başlar. İnsan vücudunda kortikal kemik ve trabeküler kemik olarak iki tip kemik çeşidi vardır. Osteoporoza bağlı kırıklardan en çok omurgalarda ve uzun kemiklerin uç kısımlarında bulunan trabeküler kemik yapıları etkilenebilir. Osteoporoz (kemik erimesi) durumlarının yaklaşık %47’si omurlarda, %20’si kalçada, %13’ü bileklerde ve %20’si de diğer kemiklerde gözlemlenmektedir.
Kimlerde Kemik Erimesi Daha Sık Gözlemlenir?
En önemli faktörlerden biri yaştır ve ileri yaşta osteoporoz riski artar. Kadınlarda kemik erimesi erkeklere göre daha çok görülür. İnce kemik yapısı, ailesel (genetik) faktörler, 45 yaş öncesinde menopoza girilmesi, uzun süre adet görememe tipinde adet düzensizliği, kalsiyum eksikliği, egzersiz yapmama, sigara ve aşırı alkol kullanımı, çeşitli hormonal rahatsızlıklar gibi durumların kemik erimesi riskini arttırdığı düşünülmektedir.
Kemik Erimesi Tanısı Nasıl Konur?
Normal röntgen filmi yerine DEXA diye tabir edilen bir yöntemle ve kemik tomografisiyle uyluk başı bölgesi, omurlar ve kol kemiklerinin incelenmesi sonucu teşhis koymak gereklidir. Bu yöntemlerin sonuçlarında normal, osteoporoz başlangıcı (osteopeni), osteoporoz ve ileri düzey osteoporoz gibi sonuçlar ortaya çıkabilir.
Kemik Erimesi Tedavisi Nasıl Yapılır?
Osteoporoz yani kemik erimesinin durdurulması mümkünken kaybedilen kemiğin yerine getirilmesi zordur. Kemik erimesinin durdurulmasıyla eğer ilerlemiş düzeyde bir osteoporoz vakası değilse, hormon ilaç tedavisi gibi yöntemlerle kırık oluşma riski de büyük oranda azalmış olur.
Östrojen ilaçları tedavisiyle kol ve kalça kırıklarında yaklaşık %50-60 kadar azalma, kalsiyum takviyesiyle beraber de omurga kemiği kırıklarında ortalama %80 kadar bir düşüş gözlemlenebilmektedir. Bu tedavi uzun dönemli bir tedavidir ve bırakılmamalıdır. En az 5 yıllık bir tedavi sonrasında etkili sonuçlar elde etmek mümkündür.
Yürüyüş ve vücudu zorlamayacak egzersizler, sigara ve alkolun bırakılması, doğru bir diyetle kalsiyum alınma oranının arttırılması da kemik erimesi (osteoporoz) tedavisi sürecinde büyük önem taşımaktadır.
Menopoz ve Kemik Erimesi (Osteoporoz) Tedavisi Yapan Doktorlar
Menopozla alakalı rahatsızlıkların ve beraberinde oluşabilecek kemik erimesi gibi problemlerin tedavisi için uzman ve deneyimli bir hekime başvurulması önemlidir. Belirli durumlarda diyetisyen yardımı da bu süreçte gerekli olur.