Özellikle erken doğum açısından artmış riski olan gebelerde (Örn.: çoğul gebelik, daha önce erken doğum hikayesi olan gebeler, rahim anormallikleri olan gebeler ve daha önce rahim ağzı ameliyatı geçirmiş olan gebeler gibi) ayrıca rahim ağzı uzunluğu ultrasonla ölçülerek erken doğum öngörülebilir.
Rahim ağzı uzunluğunu 2 boyutlu usg ile ölçerek 34. gebelik
haftasından önce olabilecek artmış erken doğum riskini yakalamak
hedeflenmiştir.
Rahim ağzı kısaldıkça erken doğum riski artar.
Erken doğum açısından artmış riski olan hastalarda (çoğul gebeliği olan
hastalar, daha önce erken doğum yapmış olan hastalar, doğumsal rahim yapı
anormalliği olan gebeler, rahim ağzına konizasyon, leep gibi operasyonlar
geçirmiş hastalar vb.) 11-14. haftalarda ilk trimesterın detaylı anatomik
incelemesi yapılırken bu ultrasonografinin yapılması gerekirse 18-23. hafta
detaylı usg incelemesinde tekrarı daha faydalıdır.
Bu ultrasonografi ideal olarak transvajinal yolla yapılmaktadır. Transvajinal
ultrasonun yapılamadığı durumlarda transperineal ultrasonda yapılabilir.
İdeal olarak ölçümü yapılan rahim ağzı uzunluğunun 25mm ve altında olması kısa
serviks olarak adlandırılıp artmış erken doğum riskini göstermektedir.
Rahim ağzı uzunluğunun 27mm ‘nin üzerinde olması ise rahatlatıcıdır. Ancak
unutulmamalıdırki rahim ağzı yani serviks dinamiktir ve kasılma durumunda veya
zamanla kısalabilir. O yüzden gebenin hikayesine ve durumuna göre seri takipler
yapmak gerekebilir.
Mesela 23. gebelik haftasında rahim ağzı uzunluğu 15 mmden daha kısa olan
gebelerin %50 den daha fazla bir oranda 32. gebelik haftasından önce doğum
yaptığı bilinmektedir.
Son yıllarda kısa rahim ağzı saptandığında basitçe progesteron desteği vererek
birçok erken doğum önlenebilmektedir. 2013 te yayınlanan metaanalizde rahim
ağzına konulan bağ (serklaj) operasyonu sonuçları ile progesteron desteği
arasında erken doğumu önlemede önemli bir fark bulunamamıştır. Yinede
gebenin durumu ve özellikleri doktorun bu tercihi yapmasında önemlidir.