Laparoskopi yöntemi çoğunlukla üreme organlarının ya da karın içinde endeskopi yardımı ile görüntülenmesini sağlamak için kullanılan bir yöntemdir. Laparoskopi genellikle açık ameliyat yapmaya gerek bırakmadan jinekolojik olarak her türlü sağlık probleminin hem teşhisinde hem de tedavisini sağlamak için oldukça önemli olan bir yöntemdir. Bu amaçlar ile de genel olarak hastanın göbek deliğinden 4-12 mm çapında açılacak olan kesiler ile karın içine girilir.
Laparoskopik Lazer Cerrahisi Nedir?
Günümüz modern tıbbın en önemli gelişmeleri arasında endoskopik cerrahi tekniklerinin gelişmesi yer alır. Laparoskopi, endoskopik cerrahinin, karın içi operasyonlarında kullanılan uygulama şeklidir. Laparoskopik cerrahinin giderek daha yaygın olarak tercih edilmesi ve bu yöntemi uygulayan çok deneyimli cerrahların yetişmesi sayesinde artık hemen her operasyon bu yöntemle yapılabilmektedir. Deneyimli ekipler tarafından yapıldığında kadın hastalıklarındaki ameliyatların çoğu, bir endoskopi tekniği olan laparoskopi ile yapılabilmektedir. Endoskopik cerrahide operasyonlar vücut dışından yapılırken, karın içindeki görüntülerin, kamera sistemi ile monitöre aktarılması sağlanmaktadır.
Laparaskopik Cerrahinin Uygulanacağı Durumlar:
- Tedaviye yanıtsız kalan adet sancılarının sebebini araştırmak için,
- Kasık ağrıları ve bunların nedeninin ne olduğunu bulmak için,
- Kadınlarda meydana gelen kısırlığın araştırılması için,
- Çift rahim gibi genital anomalileri çözmek için
- Kronik kasık (pelvik) ağrılarını gidermek amacıyla,
- Sebebi açıklanamayan kısırlık (infertilite) sebeplerinin araştırılmasında,
- Kadındaki mevcut olan tüplerin bağlanmasında,
- Dış gebeliklerin ameliyatında,
- Rahmin alınması ameliyatlarında,
- Yumurtalıktaki kistlerin kolaylıkla çıkarılmasında,
- Karın içi yapışıklıklarının açılmasında,
- Miyomektomi yani miyomların çıkarılmasında,
- Rahim sarkmalarının tedavisinde,
- Safra kesesinin çıkarılmasında,
- Kasıkta mevcut olan fıtıklarda,
- Apandisitte, mide fıtığı ve reflü ameliyatlarında,
- Ortopedik, ürolojik, kalp-damar cerrahisinde,
- Dalağın ve böbrek üstü bezlerinin de çıkarılması gerekli görüldüğü durumlarda,
- Var olan bağırsak kanseri vakalarının tedavi edilmesinde,
- Gastrik bpass ameliyatlarında,
- Teknik açıdan uygulanması çok daha zor olan morbid obezite ve mide kanseri tedavisinde,
- Karaciğer ve pankreas operasyonlarında uygulanabilmektedir.
Laparoskopinin Açık Ameliyatlara Göre Avantajları Nelerdir?
- Ameliyat sonrasında kişinin daha az süre hastanede kalması,
- Laparoskopi operasyonu sonrasında hastanın daha az ağrı kesiciye ihtiyaç duyması ve ağrıların çok hafif olması,
- Ameliyat sonrasında hastanın çok daha kısa sürede işe ve normal hayatına hızlı olarak dönmesi,
- Karın bölgesine açılan kesiye bağlı olarak enfeksiyon, yara açılması ve fıtık gibi komplikasyonların olmaması ,
- Ameliyat sonrası karın içi yapışıklıkların daha az olması gibi açık ameliyatlarda görülen komplikasyonların çoğu laparoskopi operasyonlarında görülmez.
Laparoskopinin Kimlere Uygulanması Sakınca Yaratır?
- Aşırı zayıf hastalarda laparoskopi operasyonu sırasında verilecek gaz kötü yan etkilere neden olacağı için zayıf hastalara uygun görülmeyebilir.
- Aynı şekilde aşırı kilolu olan hastalarda gaz kötü etki yaratabilir ve bu açıdan yüksek kilodaki kişilere uygulanması mümkün değildir.
- Kronik akciğer rahatsızlığı yaşayan kişilere laparoskopi yöntemi ile cerrahi işlem yapılamayacaktır.
- Belirli kalp hastalığı grubunda yer alan hastalara laparoskopi ile cerrahi işlem uygulanması doğru değildir.
Laparoskopinin Riskleri Var Mıdır?
Laparoskopi yöntemi sonucunda damar, bağırsak ve mesanede zedelenmeler oluşabileceği gibi bazen enfeksiyon, kanama ve hafif ağrı da görülebilmektedir.
Laporoskopi yöntemi uygulanırken, uygulama sırasında her an açık ameliyata geçme olasılığı vardır. Operasyon sırasında açık ameliyata dönüş kararı alınmasının nedeni, o sırada oluşum göstermiş komplikasyondan dolayı olabileceği gibi işlemin laparoskopi ile yapılamayacağının operasyon esnasında anlaşılmasından dolayı da olabilir. Laparoskopiden sonra sağ omuzda ağrı gelişebilir.
Laparoskopi İle Böbrek Kisti Ameliyatı Nasıl Yapılır?
Böbrek kistleri, böbreklerin üzerindeki yer alan sıvı dolu keseciklerdir. Basit nitelikteki böbrek kistleri böbrekte en sıklıkla rastlanan lezyonlardır. Böbrek kistlerinin kişide görülme sıklığı yaşın ilerlemesi ile artış göstermektedir. Genellikle rastlantısal olarak yapılmış olan ultrasonografi ya da diğer radyolojik değerlendirmeler esnasında fark edilirler. Kistlerin klinik olarak belirti vermesi genellikle kistin büyüklüğüne, böbrekte nereye yerleştiğine ve kistin içyapısına bağlı olduğu gibi aynı zamanda kistin yakınında olan diğer organların varlığı da önemlidir.
Klinik sinyallerini veren ve tek olan böbrek kistlerinde, ultrasonografi eşliğinde kiste gönderilen bir iğne ile kist içindeki sıvı boşaltılır ve kist duvarlarının birbirine yapışarak bir daha kist içinde sıvı birikmesi olmaması için yapıştırıcı bir madde verilir. Özellikle tekrarlayan kistlerde ya da iğne ile ulaşılması riskli ya da zor olan bir alanda olan kistlerde laparoskopik kist dekortikasyonu adı verilen operasyonlar önerilmektedir. Laparoskopi İzmir ile 3 ufak delikten böbreğin olduğu alana girilerek, böbreğin diğer kısımlarına zarar verilmeden, kist boşaltılır ve kist duvarı tamamen çıkartılır.
Çocuklarda Laparoskopik Ürolojik Ameliyatlar Nasıl Yapılır?
1976 yılında ilk kez inmemiş testis teşhisinde uygulanması ile çocukluk çağı üroloji alanında kullanıma giren laparoskopi İzmir, gelişen tecrübe ve cerrahi ekipmanlarla birlikte kullanım alanlarını giderek arttırmıştır.
Laparoskopi, ciltte açılan küçük kesilerden vücut boşlukları içerisine yerleştirilen aletler yardımı ile yapılan bir cerrahi işlemlerdir.
Laparoskopik cerrahi sırasında vücutta çok büyük kesiler açılmadığı için, operasyon sonrasında daha az ağrı, daha az hastanede yatma süresi ve daha hızlı iyileşme ile günlük yaşama daha erken dönme gibi avantajlar vardır. Hepsinden önemlisi ise, ağrıya daha duyarlı oldukları için çocuklarda laparoskopik cerrahi daha da önem kazanmış ve sıkça uygulanmaya başlanmıştır.
Çocuklarda genellikle böbrek, idrar torbası (mesane), üreter (idrar torbası ile böbreği birbirine bağlayan kanal) gibi ürolojinin kapsamında yer alan hemen her organın operasyonları laparoskopik yöntemle de yapılabilmektedir ve günümüzde bu yöntemle yapılması özellikle tercih edilmektedir.
Çocuklarda laparoskopik cerrahinin yapılamayacağı durumlar da olabilmektedir. Laparoskopik cerrahinin yapılamayacağı durumlara karar vermek için cevaplanması gereken en önemli soru, çocuğun daha önce bir cerrahi girişim geçirip geçirmediğidir. Eğer daha önce cerrahi bir girişim yaşanmış ise karın boşluğunda yapışıklıklar oluşma ihtimali vardır ve bu yapışıklıklar nedeniyle laparoskopik aletler karın boşluğuna ilerleyemez.
Çocuklarda Laparoskopik Piyeloplasti Yapılması
Üreteropelvik bileşke darlığı yani gelişimsel böbrek hastalığı olan böbrek havuzcuğu ile idrar yolunun bileşkesindeki darlığın tedavisinde geleneksel olarak hala en önemli tedavi seçeneği olarak, başarı oranlarının neredeyse % 95’ler düzeyinde olması sebebiyle, açık piyeloplasti tercih edilse de, minimal girişimsel tedavi seçeneklerinin ürolojinin neredeyse her alanında yaygınlaşmasıyla birlikte, Üreteropelvik bileşke darlığına yönelik olarak da bazı tedavi seçenekleri denenmiş ve önceleri sadece açık yapılan piyeloplasti cerrahisi zamanla laparoskopik yöntemle de birleştirilerek uygulanmaya başlamıştır.
Çocuklarda Laparoskopik Piyeloplasti Yapılmasına Nasıl Karar Verilir?
Çocuklarda laparoskopik piyeloplastiye karar verirken gerekli olan koşullar açık cerrahi için gerekli olanlar ile aynıdır. Çocuğun yaşı ve rahatsızlığının semptomları laparoskopik piyeloplastiye karar verirken önem kazanmaktadır. Çocukta sık sık tekrarlayan ateşli boşaltım sistemi enfeksiyonları, takiplerde böbrek büyümesinde artış olması, böbrek fonksiyonlarında bozulma olması, ağrı, hipertansiyon ve böbrekte taş oluşumu gibi durumlar cerrahi gerektiren problemlerdir.
Laparoskopi cerrahisi tekniği ile açık piyeloplasti operasyonunda cerrahi işlemlerin hepsi aynıdır, ama laparoskopi İzmir uygulamasında hastaya büyük bir cerrahi kesi açılmaz, operasyon sadece açılan 3 küçük delikten vücut içine girilerek gerçekleştirilir.
Çocuklarda Laparoskopik Piyeloplastinin Hangi Türleri Yapılabilir?
Laparoskopik piyeloplasti cerrahisi, transperitoneal ya da retroperitoneal (mide, barsaklar, karaciğer dalak gibi organları içinde bulunduran ve bu organları saran periton zarını delerek yapılan işlemler) yöntemlerle yapılabilir. Günümüzde göbek hizasından tek delikten yapılabilen laparoskopik ameliyatlar da ilgi çekmektedir.
Laparaskopi yöntemlerinin eskiden çocuklarda operasyon yapılacak cerrahi alanın darlığı ve laparoskopik cerrahi dikiş tekniklerinin zorluğunun cerrahi sonuçlara etkisi konusunda sorular ve sorunlar olsa da çoğu operasyonda başarı sağlanması bu soruları ortadan kaldırmıştır. Açık ve laparoskopik piyeloplasti sonuçları karşılaştırıldığında, laparoskopide daha az hastanede yatış süresinin olması, ameliyat sonrası daha az ağrı ve ağrı kesici ihtiyacı olduğu ve daha iyi kozmetik sonuçların görüldüğü bilinmektedir.
Laparoskopik Böbrek Taşı Operasyonları Nasıl Yapılır?
Günümüzde çocukluk çağına iat böbrek taşı hastalarının çoğunun tedavisi endoürolojik yöntemlerle yapılmaktadır. Çocuklarda böbrek taşı operasyonların laparoskopik taş cerrahisi ile yapıldığıyla ilgili literatürde kısıtlı sayıda çalışma vardır.
İnmemiş Testislerde Laparoskopi Nasıl Yapılır?
Tedavinin planlanmasında izlenen birinci adım, testisin mevcutta olup olmadığının, testisin yerinin ve yapısının saptanması ile başlar. Yapılan fiziki muayenede, testisler bulunmuş ise, tedavi genellikle cerrahi operasyon ile testisin torbaya yerleştirilmesidir. Eğer hastada inmemiş testis ile birlikte kasık fıtığı da var olduğu görülmüş ise, aynı operasyonda hem fıtık onarımı yapılır, hem de testis torbaya yerleştirilir.
Operasyon öncesi yapılan fiziki muayenede eğer testis ele gelmiyor ise, bu hastalarda testisin olup olmadığı, eğer varsa nerede olduğunun bulunması gereklidir. Kasık kanalında ya da çevresinde ele gelmeyen testis, bu bölgenin ultrasonografik olarak incelemesi ile bulunmaya çalışılır. Ultrasonografik incelemede de testis bulunamıyor ise, testisin karın içinde kalmış olabilme ihtimalini düşünmek gerekir. Bu aşamada testisin varlığı ya da yokluğunu, var ise yerini belirlemek ve yapılabiliyor ise torbaya indirmek için laparoskopi İzmir işlemi yapılır. Hastanın göbek deliğinden yaklaşık 1 santimetrelik bir delikten laparoskopi İzmir kamerası ile girilir ve her iki tarafta da etkin olacak şekilde testislerin, anne karnındaki iniş yolu kontrol edilir. Daha sonra iki 0.5 santimetrelik delik daha açılarak buraya yerleştirilen laparoskopik ekipmanlar ile bulunan testislerin keseye indirilmesi sağlanır. Bulunan testis eğer çok yukarı yerleşimli ise ve torbaya indirilemiyor ise, iki aşamalı bir operasyon ile yumurta torbaya indirilir. Tek taraflı inmemiş testis vakalarında testis bulunsa da işe yaramaz derecede küçük olduğu görülür ise o testisin alınma ihtimali vardır. Üçüncü bir seçenek ise testis hiç bulunamamasıdır. Bu duruma kendiliğinden yok olan testis denir. Operasyon sonrasında en sık ve en çok görülen komplikasyon ağrıdır. Hastanın karın içi karbondioksit gazı ile şişirildiğinden dolayı gerginliğe bağlı olarak ağrı sık görülebilir, ama basit ağrı kesicilerle bu ağrı kontrol altına alınabilir.