Aile Planlaması
Aile Planlaması Nedir?
Aile, toplumun en önemli sosyal kurumudur. Aile bireyleri arasında güçlü bir iletişim ve sıkı bir dayanışma bulunur. Çocuk, tabiatı ailede öğrenmeye başlar. Onlarla birlikte inançlarını, konuşma kabiliyetini, düşünme fonksiyonlarını geliştirir. Toplum kurallarını ilk olarak içerisinde bulunduğu ailede öğrenir.Bu nedenle çocuk üzerinde ailenin etki ve hakimiyet alanı oldukça büyüktür. Her aile dilediği kadar çocuk sahibi olma hakkına sahiptir ve serbesttir. Ancak bu süreçlerin denetiminin sağlanması, doğru bir yol izlenmesi ve sağlıklı ilerlemesi için belirli bir plan çerçevesinde
hareket edilmelidir.
İşte bu noktada aile planlaması, bir kadın ve erkeğin sadece istedikleri zamanda ve istedikleri sayıda çocuk sahibi olabilmeleri için planlanmış bir sistemdir. Çiftlerin arzu ettikleri zamanda, arzu ettikleri sayıda ve sağlıklı aralıklarla bakabilecekleri kadar çocuk sahibi olmalarını amaçlamaktadır.Böylece hem bebek daha rahat büyür, hem de aile bebeğine daha iyi imkanlar sağlayabilmektedir. Ancak bu uygulama, ailenin üye sayısını kısıtlamak anlamına gelmez. Onlara iyi bir gelecek sağlamak isteniliyorsa aile planlaması yöntemleri uygulanmalı ve ailelerin bakabilecekleri sayıda çocuk sahibi olmaları yönünde eğitilmelerini sağlamaktadır.
Aile Planlamasının Baş Faktörü
Aile planlamasının temel amacı; aşırı doğurganlığı ve doğuma bağlı oluşabilecek olumsuz etkileri önlemek, oluşan olumsuz etkilerin giderilmesine yardımcı olabilmektir.Ailelerin kendi iradeleri ile bilinçli şekilde istedikleri sayıda çocuk sahibi olmasını, çok sayıda doğumun önüne geçmeyi,beklenmeyen gebelikleri önlemeyi,herkesin aile planlaması hakkında bilgi sahibi olmasını sağlamayı, sağlıklı bireylerden oluşan sağlıklı bir toplum oluşturmayı,çocuk sahibi olmayan ailelere yardımcı olmayı, hamilelikler arasındaki süreyi ve doğum yaşını ayarlamayı hedeflemektedir. Aile planlamasının duygusal,sosyo-ekonomik,tıbbi ve sağlık açısından da bir çok etkisi bulunmaktadır. Anne açısından incelendiğinde gebelik, doğum,düşük gibi nedenlerle anne ölümlerinin ve annenin
üreme organlarına ait sağlık sorunlarının azaldığı,zor doğumdan kaynaklanan riskleri engellediği, annenin psikolojisini koruduğu,çiftler arasında gebe kalma korkusunun sonlandığı için daha sağlıklı bir cinsel yaşantı oluştuğu, çiftlerin istenilmeyen gebelik, düşük ve kürtaj gibi sorunlarının ortadan kalktığı görülmektedir.
Aile Planlamasında Çocuğunuzun Gelişimi
Çocuk sağlığı açısından faydalarına bakıldığında ise bebek ölüm oranlarının yüksek oranda düştüğü, prematüre doğumların azaldığı, bebeklere bulaşabilecek hastalıkların çok daha önceden belirlenip teşhis konulmasının kolaylaştığı görülmektedir. Ayrıca aile planlamasının toplum sağlığı açısından da çok önemli bir konumu bulunmaktadır. Toplumdaki sağlıklı annelerin sayısının artması, sağlıklı çocuklardan oluşan bir neslin oluşmasına katkıda bulunmasıyla beraber sağlık harcamalarında düşüşe neden olur. 18 yaşından önce ve 35 yaşından sonra gebe kalmak,2 yıldan daha kısa aralıklarla gebe kalmak,4 ve daha fazla sayıda gebelik yaşamak hem bebek hem de anne sağlığı için oldukça riskli etkenlerdir.Hamileliğin oluşmasını engellemek adına herhangi bir doğum kontrol yöntemine başvurmayan kadınların %90’ına yakını bir sene içerisinde gebe kalmaktadır. Çocuk istemediği halde
hiçbir korunma yöntemi uygulamayan çiftlerin oranı %13 tür. Düşük koruyuculuk değeri olan yöntemleri (fitil koyma, takvim yöntemi, vajina yıkama, geri çekilme v.s) uygulayan çiftler ise %28 civarındadır. Neredeyse çiftlerin % 40’ı etkin bir yöntem kullanmamaktadır. Bu nedenlerle isteğe bağlı gebelik sonlandırma oranının %15 civarında olduğu görülmektedir.Bundan dolayı da eğer bir süre bebek istenmiyor ya da aile bireyleri tarafından ailenin tamamlandığı düşünülüyor ise kesinlikle gebeliği önleyici yöntemlere başvurmak gerekir.
Aile Planlamasında Önleyici Faktörler
Aile planlamasının kadına ait gebeliği önleyici yöntemleri arasında doğum kontrol hapları,rahim içi araç, diyafram,kadın kondomu,sperm öldürücüler,enjektabl kontraseptifler (iğneler), deri altı implantlar (kapsüller),kalıcı yöntemler,tüplerin bağlanması (tüp ligasyonu) öne çıkan uygulamalardır. Erkeğe yönelik yöntemler ise kondom kullanımı ve kanalların bağlanması (vazektomi) olarak sıralanabilir.
Aile planlaması, kadını ve çocuğu koruyan etkili bir süreçtir.Ekonomik,sosyal ,tıbbi ve kültürel çerçevede ailenin her anlamda daha iyi şartlarda,sağlıklı ve rahat bir yaşam sürdürebilmesine olanak sağlamaktadır. Yüksek oranlarda görülen çocuk nüfusu, eğitimsizlik ve yoksulluğun bir sonucu niteliğindedir. Aile planlamasıyla hızlı nüfus artışını yavaşlatarak toplumun eğitim, beslenme, konut ve çevre koşullarının iyileştirilmesi sağlanır. Bütün bunların sonucunda nüfusun niteliği iyileştirilerek sağlıklı bir toplum oluşturulur.
Bir ailenin en büyük sorumluluğu; çocuklarını sağlıklı büyüterek geleceğini güvenceye almaktır. Aile, bakabileceği kadar çocuk sahibi olursa onların maddi manevi ihtiyaçlarını daha iyi bir şekilde karşılar. Aile planlaması yöntemlerine karşı toplumda kısırlık, kilo artışı, adet düzensizliği, tüylenme, cinsel isteksizlik, suni hormon içerdiği için zararlı gibi önyargılar meydana gelmiştir . Bunlar bilgi eksikliğinden kaynaklanmakta olup ciddi anlamda aile planlaması yöntemlerinin kullanılmasını engellemektedir. Bu nedenle aile planlamasının amaçlarından biri de, aileleri üreme sağlığıyla ilgili konularda bilgilendirmek ve toplumun bilinçlendirilmesinde rol oynamaktır.